17 Mayıs 2009 Pazar

Cidde'de Dogumgunu

Cok fena... artik ben yasimi soylerken yirmi kelimesiyle baslamayacagim.. "Otuz" diyecegim.. Bir sene sonra "Otuzbir" olacak, iki sene sonra "Otuziki" olacak ve bu boyle gidecek. Ruhunu 17'de dondurmus biri icin 30, oldukca korkutucu bir rakam. Ama Tunc'cugumun bana bu konudaki tavsiyesi oldukca cazip. "Neden yasini 29+1 diye dusunmuyorsun?" dedi, benim de cok hosuma gitti. Gecenlerde de Oncel'in birlikte calistigi Lubnan'li arkadaslari 15+15 onerisi getirdi. Dusununce sanirim bu daha cazip ;)

Simdi gelelim buradaki dogum gunu partime. Aslinda partimize. Nejat ve ben yakin tarihlerde dogdugumuz icin birlikte bir kutlama yapalim dedik. Pastalar tabi ki tarafimdan yapilmaliydi. Ama cok fazla ayakta kalmak hala belimi agrittigi icin ben isin kolayina kacip muffin yapayim, hem yemesi de daha pratik, tek kisilik olur diye dusundum, ama buyuk bir pasta yapmayi da ihmal etmedim.

 

Compound'un havuzbasinda yaptigimiz minik kutlamamiz oldukca keyifliydi, Oncel DJ'lik yapti, sevdigimiz arkadaslarimiz bizleri yalniz birakmadi, dans ettik, sohbet ettik, cocuklar gibi sendik. Darisi diger dogumgunlerinin basina :))

HastaHane 2

Gecen sefer size hastaneleri kisaca tanitmistim. Simdi biraz da doktorlardan bahsedelim. Yoga yaparken belimi incittigimi yazdigimi hatirliyorum. Ayaklarimi pergel gibi acip, oturdugum yerden saga ve sola tempolu bir sekilde nefes egzersizi yaparken, birden bir tik oldu ve ben kilitlendim. Gecer diye dusunmustum ama agrilar ve hareket edememem devam edince biz de 2. gun doktora gidelim dedik. Doktor rontgen cektirmemizi soyledi ve odasina neticeyle gittigimizde aynen su cumleleri kurdu: "Tam dusundugum gibi omurilikte kirik var, ameliyat 30 dakika surer, Elhamdulillah cok basariliyiz. Tarihe karar verdiginizde beni arayin." Simdi durup kendinizi benim yerime koyun. O kadar sasirdim ki (sadece sasirmadim, aptallastim), doktora agri kesici alayim mi, kas gevsetici sureyim mi, ya da korse taksam ise yarar mi? gibi basit sorular aklima gelmedi bile. Sok icinde doktorun odasindan cikinca ne yapacagimizi bilemiyorduk. Oncel annesini aradi, ben annemi aradim. Anneler birbirlerini aradi. Kisaca telefon operatorlerini o aksam biz zengin ettik. 

Rontgeni Turkiye'ye gonderdik. Rontgende gercekten omurilikte bir kirik oldugu tespit edildi, ancak bunun yeni degil 15 yil once oldugu soylendi. Spor yaparken belimi incitmisim ve farkina varmamisim. Ve saka gibi bu durum Suudi Arabistan'da ortaya cikiyor. Isi sansa birakmayan titiz Turk doktorlari bizden MR istedi ve gonderdigimizde neticelerimin temiz oldugu ortaya cikti. Bir hafta dinlenme neticesinde, agri kesici bile almadan yine eski halime donmustum. 

Ataturk ne demis, ben de aynisini diyorum: "Beni Turk doktorlarina emanet ediniz!" 

3 Mayıs 2009 Pazar

HastaHane

Daha once usuttugum icin gittim, dun de dermatoloji icin gittim, hatta bugun de dun yoga yaparken kendimi belimden sakatlayinca yeniden gidecegim; yeni ugrak yerim Saudi-German Hospital, yani Suudi-Alman Hastanesi. Ama adi ustunde degil, yani calisanlar ne Suudi'li ne de Alman. Burada oyle, kuruyorlar, gidiyorlar, bir tek isimleri kaliyor yadigar. Calisanlar genelde her yerdeki diger doktorlar gibi Hintli, Misirli ya da Suriye'li. 

Hastanedeki sistemleri cok basit. Alt katta ikamenizin bir fotokopisi ile kaydinizi yaptiriyorsunuz. Size uzerinde isminiz ve kayit numaranizin oldugu yesil renkte kredi karti gibi bir kart veriyorlar. Doktor ziyaretiniz icin randevu gerekmiyor, genelde aksam 6'dan 10'a kadar calisiyorlar. Bayanlara bayan doktor bakiyor; en azindan tercih sebebi oluyor. Doktorunuzu gormeden once vizite ucretinizi her katta bulunan resepsiyona oduyorsunuz. Size verilen yesil karti onlara veriyorsunuz; hani eskiden bizde de olan kredi karti slibi ceken makinalar vardi, sagdan soldan gecirirdik, onun gibi bir usulle kartinizin ustundeki kabartma bilgileriniz kagida cikiyor, size de sadece isminizin soylenmesini beklemek kaliyor. Olay bu kadar kolay. Yalniz doktor kalitesini cok tatmin edici buldugumu soyleyemeyecegim. Doktorlar neredeyse, fizyolojik problemleri kafamiza takmayarak cozum bulacagimizi soyleyecekler, o derece yani. 

Hastaneler ile ilgili diger detaylar ise oldukca gorulmeye deger, ama malesef fotograf cekemedim, siz gozunuzde canlandirin artik. Her bolumun kendi resepsiyonu var demistim, malum burasi da hastane, ama resepsiyon calisanlarinin zevkine gore dugun organizasyon sirketinin showroomu ya da cocuk odasinin bir bolumu gibi oldukca farkli konseptlerle sizi karsilayabiliyorlar. Tamam insan calistigi yeri benimsemeli, kendinden birseyler katmali ama kamuya bu kadar acik bir yerde bu kadar kisisellestirmek de bana bir tuhaf geldi.

Dun bir de doktorun verdigi ilaci almaya hastane girisindeki eczaneye gittik. Orada hayatimda gordugum en rukus adami gordum. Oncel'e caktirmadan cep telefonuyla fotografini cekmesi icin yalvardim ama yapmadi. Veznenin arkasindaki adamin nereli oldugu konusunda bir fikrim yok. Yani Arap diye gunahini alamam. Esmer tenli gencin giyimini tarif ediyorum. Siyah beyaz ince cizgili bir gomlek ile beyaz uzeri siyah puantiyeli bir kravat, tabi kravat kaymis vaziyette. Nasil? Begendiniz mi? O esnada hazir burdayken bir de goz doktoruna da ugramak gecti icimden ama sustum, evin yolunu tuttuk...